Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Ocak 2017 Pazar

''Yağmur Yağarken'' Lisa De Jong (Kitap Yorumu)




Kitap Adı: Yağmur Yağarken (When It Rains)
Yazar: Lisa De Jong
Yayın: GO!
Çıkış Tarihi: ABD (1 Ocak 2013) - Türkiye (Temmuz 2015)
Tür: Seri (Rains, #1)


Tanıtım: 

Hayatım bir gecede sonsuza kadar değişti. 

Beau benim ilk aşkımdı. Sonra her şey altüst oldu. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ona nedenini söyleyebilsem keşke. Ama söyleyemem. Hiç kimseye söyleyemem. Ona ne kadar ihtiyacım olduğunun farkında bile değilmişim. Ta ki gidişiyle yapayalnız kalana kadar. 

Sonra Asher Hunt çıkageldi. Büyüleyici bakışları ve muzip gülümsemesiyle... Herkes ondan uzak durmamı söylüyordu. Oysa onun tek yaptığı, beni esir alan acılarımı dindirmekti. 

Ben, kaderimin o yağmurlu gecede mühürlendiğini sanıyordum ama Asher bana bunun sadece yeni bir başlangıç olduğunu gösterdi. Beni kurtardı. Bana yeniden umut verdi. 

Ama şimdi hayatım bir sır yüzünden bir kez daha altüst olmak üzere... 


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



''Yağmur yağarken beni düşün. Ben senin şemsiyen olacağım, Kate. Hayat çok zorlaşırsa ben seni fırtınalardan koruyacağım. Fırtınanın seni sürüklemesine izin verme. Bırak da sana yeni bir hayat bahşetsin.''







*Karakter Analizi*


Kate Alexander, yeri sır gibi saklanmış ve gölgenin kamuflesini kullanan bir şanssızlık kapanının, avını dişleri arasına almak üzere tetikte beklediği; ardından da kendini o kapan arasında bir kurban olarak bulduğu yağmurlu günün üzerinden iki sene geçmiş olmasına rağmen; o geceden sonra şekillenen hassas yanına değen hatıralarının buzdan kıymıklarını eritemeyecek kadar, aldığı darbeyi hala ilk günkü şiddetiyle hisseden on dokuz yaşındaki genç bir kızdır. O geceyi unutmaya çalışmak için umutsuzluğun ağına sarılı düşüncelerini temizlemeye çalıştığı her seferde, duygularına bulaşarak misilleme yapan umutsuzluk dışında hareketine karşılık bulamıyordur. Kar kadar beyaz geleceğini çamurla sıvayan bu durum karşısında el ve ayaklarından zincirlenmiş bir hayvan misali çaresizken; küçük kasabalarında gayrimeşru bir çocuk olarak bilinmesi, inandırıcılığın kendi aleyhine oynamasına neden oluyordur. Bunun verdiği bilinç ile iki sene boyunca ördüğü duvarlardan bir labirent oluşturmuş, kendisi de dahil oraya giren herkesin, duvarların arasındaki çıkmaz sokaklarda vakit yormasına sebep olmuştur. Bu, yaşadıklarına inanmayacak ve alay edecek olan herkese karşı oluşturduğu surların hayali olarak çizilmiş bir krokisiydi aslında. Kimseyi anlatamadığı gerçeklerin vaveylası zihninde yankı bulurken dış dünyadan ve kendisinden korunduğu yerdi burası.


Beş yaşından beri komşusu ve arkadaşı, aynı zamanda ilk aşkı olan Beau Bennet bile o labirentte yolunu kaybetmiş halde, Kate'in bir zamanlar olduğu kişiyi arıyordur. Onun eski benliğinin ebediyete uzanan tek biletlik bir yolculuğa çıkmadığına; yeni kişiliğinin yaptığı gibi onun da labirentin içinde bir yerde saklandığına, Kate'in aksine inanıyordur ve onu bulmak için kararlıdır. Ancak Kate'in isteksizliğinin soyut bulmuş elleri tarafından uzaklaştırılmasıyla bu emeli, kalabalık haline gelmiş düşüncelerinin arasında huşu içinde kayboluyor, attığı her adımda bir çıkmazda son bulduğunu hissediyordur. Kate ise, elmas misali parlayan yıldızların gökyüzüne özenle dizilmeye başladığı her seferde, o yıldızların karanlık yolunda önderi olmasını dilemek dışında bel bağladığı hiçbir şeyi kalmamıştır. Bir gün, geçim parasını denkleştirmek için annesiyle beraber çalıştığı restoranda, Asher Hunt'ın içine işleyen bakışlarından yansıyan, kendisini diğer insanlardan ayıran farklılığa rastlayınca, sessiz yalvarmalarını dinleyen birisi olduğuna inanmaya başlamıştır. Kasabaya daha yeni gelmiş olmasına ve onu tanımamasına rağmen bu çocuğun, yolunu gösterecek ivmesi kırık halde gezdiği yollarda kendi pusulasını paylaşacak kadar ilgili gözükmesi, iki senedir beklediğini bilmediği, ama gerçekleşmesiyle ihtiyacı olduğunu anladığı bir şeydir. Bunun sonucunda, abluka altına alınmış mutluluğunun çatlayan duvarlarından süzülen umut, derdinin dermanı olacak bir ilaç gibi ruhuna akmaya başlamıştır. Ancak, ondan gizlenen bir sırrı öğrenmesi ile bu ilacın,  tüm duvarlarını demir gibi eritecek bir zehre dönüşmesi uzun sürmeyecektir. 




''O gece de oradaydım. Karanlığa; gecelerimin yıldızsız, gündüzlerimin güneşsiz olduğu, içimde zerre kadar umudun kalmadığı yere çekildiğim gece. Hayatımın sona erdiği geceydi o gece.''




*Ön Söz*

Bilin bakalım kim, okul koşuşturması içinde büyük bir reading slump'ın ortasında buldu kendini? Maalesef ki ben; her sene bu dönemlerde tekrarlanması kaçınılmazı oynayarak, okula alışma sezonu içerisinde böyle bir aşamadan geçiyorum. Yazın sorunsuz atlattığım bir okuma dönemi sonrasında okula dönmem ile benliğim de ufaktan şaşıyor ve kitap okumaya kendini kapatıyor. Kitap kapaklarını açıp geri kapattığım ve bunu günde birkaç kez gerçekleştirerek rutin haline getirdiğim bir hafta sonrasında, çözümü ufak çaplı bir kitap alışverişi yaparak buldum ve uzun zamandır okuyacaklar listemden çıkmayı bekleyen birkaç ismi tedarik ettim. Yeni kitap almanın getirdiği heyecanı, beni bu dönemden kurtaracak bir çıkış bileti olarak kullanmak istediğimden, heyecanım etkisini yitirmeden aldıklarımdan bir tanesine başlamak istedim. ''Yağmur Yağarken'' i okuma hikayem de bununla başlıyor böylelikle. Zaten blog'unu takip ettiğim bir ismin beş üzerinden beş vermesi ve Goodreads yorumlarına gözden geçirdiğimde, okuyanların büyük çoğunluğunun beğenmesi, ilgimi kıskacı altına almıştı. Daha fazla bekletmek istemedim ben de. İyi ki de, beni bu dönemden çıkaracak ve kitap okuma isteğimin cılızlaşan kıvılcımlarını körüklemek için seçtiğim kitap bu olmuş, dedim okuduktan sonra. :) 



*Yorumum*

Lisa De Jong'tan okuduğum ilk kitap ve yazarın da yayımladığı ilk kitap olmasıyla beklentilerimi bir kademe azaltmıştım ama bunun gerek olmadığını öğrendim, zira yazar hem kalemiyle hem de karakterleriyle beni şaşırtmayı başardı. Şaşırdığım tek şey de olmadı bu aslında. Kitabın başlarında bunun tipik, popüler ve yetenekli bir erkek ile tanınma oranı kitaptan kitaba göre farklılık gösteren bir kız arasındaki, dikenli sarmaşıkların çevrelediği ve ona ulaşmak için bu iki karakterin de ruhlarından yaralanması gereken sırrın konu aldığı bir kitap olduğunu düşünüyordum açıkçası. Gerek tanıtım yazısı, gerek de ilk sayfaları düşüncelerimi bu doğrultuda yönlendiriyordu. Fakat, gelişen ve sandığımdan daha erken gelen bir olayla beraber, belki de en erken ters köşeye yattığım anlardan birinin altına imza attı kitap. Anlatımı sade olmasına rağmen yarattığı dünyayla el ele gidecek kadar uyumluydu.

Karakterlere gelirsek eğer, Kate, her yeni kitap okumaya başladığımda açığa çıkan, kız karakteri beğenir miyim acaba, sorusunun olumlu bir örneğini teşkil ediyordu; malum, kız karakterler ile sorun yaşadığım çok kitap olunca bunun aksiyle karşılaşmam beni mutlu etti. Bazı davranışlarını mantıksız bulmadım değil; ama genel olarak okunacak ve sempatinizi kazanmaya çok meyilli bir karakter; yüreğimin onun için burkulmadığı anlar azımsanmayacak kadar çoktu. Asher... hep gizemli ve gün yüzüne çıkmaktan kaçınan bir yanı olmasına rağmen, bununla karşılaşma sıklığınız az olduğundan gözünüze batmayan, kendisini anlamanız için bütün kabuklarından soymanız gerektiği ve her adımından keyif aldığınız, yürek burkan bir karakterdi. Omuzlarına gereğinden fazla yük bindirilmiş bu karakterin, sırtını dik tutmaya çalışırken gösterdiği direnç ve çaba, onun adına gurur duyulabilecek cinstendi. Bu gücün Kate'e duyduğu sevgiden gelmesi ise ortaya içinizi ısıtacak ama biraz da buruk bir gülümsemeyle okuyacağınız bir ilişkiyi çıkarıyordu. Beau ise, kendisini tam anlamıyla anlamamıza yetmeyecek kadar, en azından benim için, fazla seyrek beliren bir karakterdi. Bunun neden böyle oluşunu okuduğunuz zaman anlıyorsunuz zaten; ama ben biraz daha yer verilmesini isterdim, son kısımlara doğru belirme sıklığının artması iyi oldu. Bu üçü de kanınızın hemen kaynamasını sağlayan, içten yazılmış ve öyle de yansıtılmış karakterlerdi. Kusursuz olmamaları, kitaptaki içtenliği arttırıyordu.



''Yapmak istediğini söylediğin her şeyi, hatta daha da fazlasını yapacağını bilmem lazım. Ama bunları benim için yapmanı istemiyorum. Kendin için yapmalısın.''








Kitapta beni rahatsız eden birkaç kısım oldu elbette, ki bu durumlar neden bu kadar harika bir kitaptan puan kırdığımı açıklar. Kitap boyunca Kate ve Asher arasında meydana gelen ilişkinin temellerinin biraz fazla hızlı oluşturulduğunu düşündüm ve bu durum sonrasında değişse bile büyük bir çelişki yarattı bende. Meydana gelme süresini çıkartırsak sürükleyici ve inandırıcı bir ilişkileri var; ama bu denkleme bir de bunun oluşma hızının kısalığı eklenince, açığa çıkan şey bu olumlu değerlerin azalması oldu. Ancak deneyimlerimin sesini dinlediğimde bir şeyler olacağı için aceleye getirildiğine ihtimal verdim hep; bana göre fazla hızlı söylenmiş sevgi kelimelerini okumadığımda irkilmemi engelleyen tek şey oldu bu. Nedense, birbirine gösterdikleri ilginin sadece meraktan olduğunu düşündüm. Tabi ki bunlar birbirini yürüten parçalar; ama bir araya gelmelerinin sebebinin sadece aradaki gizemi ortadan kaldırmak için olduğunu sandım hatta bir ara, merak etmeyin, bu düşünce sönükleşip kayboldu zaten. Çünkü yazar araya birkaç aylık bir zaman dilimi koydu ve bende bu zaman diliminden sonra ikisine adapte olmam kolaylaştı ve sevimli bulmaya başladım. Bu yüzden eğer siz de bu kitabı okurken aceleye getirilmiş bir ilişki okuyor gibi hissederseniz, olacakları görmek için sabredin.   


Bir diğer eksik bulduğum kısımsa benden mi kaynaklandığını ya da kitaptan mı kaynaklandığına hala açıklık getiremediğim ve sık sık maruz kaldığım bir durum yüzünden oldu. Kitabın ilk sayfalarında yaşadığım şoktan sonra, kitabın kafamızda oluşturduğu resmi ters döndürerek farklı bir gözle bakmamı sağlayan birkaç olay daha oldu; ama ben gördüğüm şeylerin hiçbirine şaşırmadım çünkü daha önce tahmin etmiştim bunların olabileceğini, haliyle bu durum da kitabın birkaç sürprizini kendim için mahvetmiş oldu. İpuçları satır aralarında gizlenmiş olsaydı belki daha az kafa yorardım; ama bende de çok suç var, gizem görünce beynimdeki çarklar yağlanmış gibi oluyor ve benim bile hızına erişemediğim kadar çabuk teoriler üretiyor, birkaçı da doğrulanıyor eninde sonunda. Ancak bu demek olmadı ki etkilenmedim; hatta olayları bilmeme rağmen bu kadar çok etkilendiğime etkilendim. Kulağa mantıksız gelebilir; ama bir kitabın bunu başarabilmesi, size ne kadar beğendiğim hakkında bir ipucu daha verebilir.


Bu kitabı okurken hissettiğim duyguları bir skalaya çizseler, açığa çıkacak şey zikzaklardan oluşan bir çeteleye benzerdi herhalde. Sevindim, üzüldüm, sinirlendim, içim burkuldu; ama hepsini de bir kitabın bana hissettirebileceği en iyi şekilde hissettim. Eğer benimki gibi bir reading slump'ınız varsa veya içiniz burkulurken bile yüzünüzde ufak bir gülümsemeyle okuyacağınız herhangi bir kitap arayışındaysanız eğer, bu kitabı tavsiye ediyorum. Ben serinin diğer kitaplarının çıkması için sabırsızlanıyorum şimdiden; ayrıca GO! yayınlarından okuduğum ilk romanın bu denli güzel olmasına çok sevindim. Çeviri çok kaliteli, kapak da beni benden aldı zaten. Tavsiye ediyorum kesinlikle, okuduğunuzda neler hissedeceksiniz merak da ediyorum ayrıca. İyi okumalar!



PUANIM: 4.5/5!




''Büyüdükçe hepimiz bir kişilik oluşturuyorduk kendimize. Ailemizin, arkadaşlarımızın, büyüdüğümüz yerin, yeteneklerimizin, zayıflıklarımızın, zaferlerimizin ve hatalarımızın oluşturduğu bir kişilikti bu. Yetişkin olana kadar da kim olduğumuzu çözmeyi umuyorduk.''







''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA BİLDİRİN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to  http://yourreactiongifs.tumblr.com/ 
.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

4 yorum:

  1. Bilhan!Seni Twitter'dan takip ederdim, ask.fm'den sorular sorardım, çok severdim seni.Bi kaç kere daha ulaşmaya çalıştım sana ama twitterını kullanıyorsun sanırım.Burada olduğunu görünce hemen geldim.Nasılsın, nasıl gidiyor? Lise bitti sanırım umarım iyisindir ^.^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, iyiyim çok. ^-^ Sen nasılsın? Uzun bir zaman ara verdim ama geri döndüm (sayılır). Okumaya başlayabilirim artık.

      Sil
  2. Seni çook eskiden twitterdan takip ederdim sonunda buldum

    YanıtlaSil
  3. Emeğine sağlık online kitap sipariş sayfamız kitapalti.com ziyaret ederseniz seviniriz. http://kitapalti.com/ online kitap sipariş kitap al

    YanıtlaSil

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML