Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Kasım 2015 Pazar

''İki Hayat Arasında'' Jessica Shirvington (Kitap Yorumu)



Kitap Adı: İki Hayat Arasında (Between The Lives/ABD -One Past Midnight)
Yazar: Jessica Shirvington 
Yayınevi: Yabancı 
Çıkış Tarihi: Avustralya (1 Mayıs 2013) - Türkiye (Kasım 2014)
Tür: Tek kitap


Tanıtım: 

Mükemmel hayat mı?
Yoksa mükemmel aşk mı?
Sen seç. 

Sabine herkes gibi değildi. Kendini bildi bileli, iki hayatı vardı. Her yirmi dört saatte bir Değişim geçiriyor ve her günü iki kere yaşıyordu. Mükemmel Hayat, Wellesley'de, Sabine istediği her şeye sahipti: cazibeli arkadaşlar, şık kıyafetler, başarılı bir okul yaşamı, herkesin birlikte olmak istediği bir sevgili ve göz kamaştırıcı bir gelecek...

 Mükemmel aşk. Roxbury'de Sabine'in bambaşka bir hayatı vardı: maddi zorluklar çeken bir aile, serseri arkadaşlar ve sırrı ortaya çıktığında başına gelen korkunç olaylar... Ama sonra Ethan'la tanıştı. Yakışıklı ve ilgi çekiciydi; üstelik Sabine, daha önce hiç kimse için böyle hissetmemişti. 

Tüm istediği tek bir hayat yaşamak olan Sabine, bu nihayet mümkün gibi göründüğünde, amacına ulaşmak için bir dizi tehlikeli deney yapmaya başlamıştı. Ama kendisine inanan tek adamı ve geri kalan her şeyi riske atmayı göze alabilecek miydi?



๑۩ﺴ ♥ ﺴ۩๑

''Arada bir yerde duruyordum. Güvenli bir şekilde. Her zaman böyle kalıyordum. Güvende. Hazırlıklı. Yalnız. İki hayatım vardı ama yine de sadece bir hayalettim.''

๑۩ﺴ ♥ ﺴ۩๑





*Beğendiğim Alternatif Kitap Kapakları* 

                                 




*Karakter Analizi*

Sabine, zaman zindanında oynanan, akrebin ve gece yarısını simgeleyen on ikinin rutin haline getirdikleri oyunda kullanılan bir piyondu. Akrep ne zaman on ikiyi yakaladığında oyunun kuralları gereği diğer hayatını yaşamak üzere, işkencesinin onu ele geçirmesini sağlayacak dokunuşla ileri oynatılıyordur. On sekiz senedir iki yaşamında da değişmeyen bu kurala istisnasız her gün, sebebini bilmediği bir şekilde uymak zorunda bırakılmıştır ve uzun yıllar boyunca biriktirdiği, yazılsa kağıttan bir deste haline gelebilecek tecrübeleri sonucu, bu ''yeteneğini'' ele verebilecek olan her türlü açıklığa rastlamaktan nasıl kaçabileceğini ve oyunu acımasız ellerin lehine döndürmeden nasıl yaşayabileceğini öğrenmiştir. Bunlardan biri de bir hayatında sevdiği veya yapabildiği bir şeyi öbür hayatına yansıtmaması gerektiğidir; böylelikle dışarıdan normal bir kız olarak görülmesini engelleyebilecek, sülük gibi yapışıp umudunu emen şüpheyi üzerinden söküp atabilir. Bu özelliğinin herkeste olmadığını, beyazlığın içindeki tek siyah leke olduğunu fark ettiğinde kendini çevresindekilere göstermek istese de, içinde bulunduğu karanlığın büyüyüp bir leke olmaktan çıkarak kurtulamayacağı kalıcı bir iz haline dönüşmesinden korkmuş; yapıştırılacağı ''deli'' damgasının sıcaklığının tenini kavurduğunu şimdiden hisseder halde vazgeçmek durumunda kalmıştır. 


Bu iki yaşamı arasındaki hayali köprüde geçiş iznine sahip olan tek şeyler fiziksel özellikleri, hafızası ve ismidir; bunun dışında geriye kalan her şey köprü yolunda çevriliyor, onlar varış noktasına ulaşamadan çıktıkları yere geri dönmeleri sağlanıyordur. Bu konuda istisna olabilecek tek durum fiziksel değişimlerdi; zira tam anlamıyla  karşı tarafa geçmeseler bile köprünün üzerinde volta atabilme hakları vardır. Fakat arada sırada, onu normal bir insan olmaktan ebediyen men eden sistemin, köprünün güvenliğini teyit eden kulvarında bir hata yapılıyordur ve bir hayatında rastladığı insanı, öbür hayatında da görebiliyordur. İki hayatı arasında ortak sayılabilecek tek durum, iki hayatında da sahip olduğu ailelerinin ona karşı bir umudu olduğunu haykıran bakışlarıydı ve bu beklentileri karşılamak, iki ayrı benliği taşıyan bedeninin her yirmi dört saatte bir yorgunluk sinyali vermesine neden olsa da; buna aldırmayacak kadar iki ailesine de borçlu hissediyordu kendini. Bunlar dışında öğrendiği bir şey de, hiçbir hataya yer vermemek için kafasında önceden hesaplanıp yazılmış olan adımları uygulaması gerektiğidir. Zaten bunu uygulamadığı zaman sonucunda, halihazırda dolmuş olan sorunlar sepetine yeni bir parça ekleyeceği bilincinin baskısı altındadır. Ancak sistemin hataları sonucu, tehlikeleri önlemek için önceden attığı adımların gerilemesiyle bir şeylerin ters gittiğini anlaması uzun sürmeyecek; sır perdesini araladığı anda sahnelenen oyunu fark etmesiyle beraber bu durum ya onun ölüm senaryosu olacaktır, ya da kurtuluşunun tiyatrosu.  




''Her zaman kalbimin derinliklerinde, iki hayatımın olmasının bir şekilde bir diğerini götürdüğünü hissetmiştim. Belki de bir hayatın sonu, ilk gerçek hayatımın başlangıcı anlamına gelebilirdi.'' 





*Ön Söz*

Kitap okuma temposunu, yaklaşan sonbaharın belirtisi olan soğuk havanın tenime sapladığı pençeleri sonucu arttırmam gerektiğini fark ettiğimden; bir günde iki kitaba çıkardım kitap okuma sınırını. Zira sonbahar-kış ayları, odama kapanıp tüm gün karşısında kitap okuyabileceğim bir manzara ve mod yaratsa da çoğunlukla bunu yapamayacak kadar meşgul oluyorum; bu yüzden eğer bu senenin sonuna kadar yapmak istediğim şeylerin hepsinin yanına bir tik atmak istiyorsam, biraz daha seri olmam gerek. Bu senenin sonuna kadar, önceden okuyup da beğendiğim, ancak bir puan verecek veya yorum yapacak kadar hatırlayamadığım kitapların neredeyse hepsinin yorumunu yapmak gibi bir hedefim vardı; bunun gerçekleşmesi için çıktığım yolun yarısından fazlasını kat ettim. Okuma merakımı canlı tutabilmek için de arada bir yeni kitaplar eklediğimi, yorumlarımı okuduysanız biliyorsunuzdur zaten. İlk çıktığı zaman, yani Kasım 2014'te alıp da okuduğum bir kitaptı ''İki Hayat Arasında''. Tekrardan okunacaklar listesinde bir ad çizebilmek uğruna bu kitaptan başladım; uzun zamandır bekliyordum zaten yeniden okumayı da. İşin ilginç tarafı ne takip ettiğim bloglarda ne de BookTube ailesinin elinde gördüm bu kitabı; hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum maalesef ki. Neyse, lafı daha fazla uzatmadan, başlayalım yoruma. :) 



*Yorumum*

İlk olarak Sabine ve özelliği hakkında konuşmak istiyorum biraz. Kimi zaman belirsizlik yüzünden daha çok karışan, kimi zaman da birkaç olayın aydınlatılması ile çözülmeye bir adım daha yaklaşılan bir düğüm var kitapta. İçinde bulunduğu bu duruma ilk elden şahitlik eden bir insan olduğundan tüm kontrolün onun elinde olduğunu sanıyorsunuz öncelikle; ama okudukça fark ediyorsunuz ki Sabine'in kontrol etme yetkilerinin dışına çıkan çok büyük bir sistem var bu kitapta. Hatta öyle ki, sorulan ve yanıt alınamayan soruların dışında, sorgulanamayacak kadar keşfedilmemiş durumlar da var, bunların büyük ihtimalle hiçbir zaman tatmin edici cevapları olmayacak ama durumu kavrayabilmeniz için yeterli ipucuna sahip olabileceğiniz birkaç cevap mevcut. Bu düğüm kitabın sonunda çözüldü mü diye sorsanız eğer; bazı mantıklı yanıtların geçebileceği kadar gevşetilse de, cevaplanmayı bekleyen birçok soru belirsizliğin iplere takılmış halde kurtarılmayı bekliyor. Neden bu sistemin içinde? Neden böyle bir sistem var? Bu sistemin sınırları nerede son buluyor? Kitabın başlarında Sabine'in bu sorulara tahmini olarak yürüttüğü bir görüşte deniyor ki, ''Bu iki hayata sahip olduğuma oldukça eminim, bu da muhtemelen iki kere doğduğum ve iki kere bebek olduğum anlamına geliyor.'' Her ne kadar mantıklı bir görüş olsa da bundan emin olacağımız bir aydınlanış anı gerçekleşmediğinden, kanıtlanmamış bir düşünce olarak kalıyor bu da. Bence bu kadar çok cevapsız sorunun nedeni, Sabine'in kendini neyin içinde bulduğunu hala bilmiyor olması. Sorgulamaktan vazgeçip ayak uydurmaya başlayalı o kadar uzun zaman olmuş ki, bunlara cevap aramayı bırakmış; ki hak veriyorum bir bakımdan, kafayı yerdi öbür türlü. 


Daha önce de bahsettiğimiz gibi iki hayatı mevcut Sabine'in, her yirmi dört saatti birinde, diğer yirmi dört saati de diğerinde geçiriyor; aynı günü iki kez yaşıyor yani. Bu yirmi dört saat diğer hayatında birkaç dakikalara bedel olduğundan zaman kaybı yaşanmıyor; hepsi beden saatinin diğer insanlardan farklı işleyişi yüzünden gerçekleşiyor. Roxbury'de yaşadığı hayatı köhne bir semtte, bu seviyedeki hayatına iyi sayılabilecek bir evde; çok sevdiği kardeşi Maddie, duygusal hüznünü alkole boğan bir baba ve eczane işleten ailesi ile beraber yaşıyor. Wellesley'deki hayatı ise saygı değer bir ailenin üçüncü çocuğu olarak, diğer ikisi ağabeyleri, en seçkin okulda büyüyüp imrenilecek türden bir yaşam örneği. Benim Sabine hakkında hayranlık duyduğum bir konu da burada kıvılcımlandı zaten. Akla gelebilecek olan her açıdan iki farklı yollara ayrılıp hiç çakışmayan bu iki hayatı dengelerken öyle bir ayar eklemiş ki, bir kefedeki hayat çökmemiş ya da diğer kefedeki hayat üstünlük sağlamamış. On sekiz sene boyunca bir yerden açık vermeyecek kadar ne yaptığını biliyor olması, bunu yaparken geçmek zorunda kaldığı yolda tökezlese bile düşmemesi, üstüne üstelik hepsini yalnız başına yapması tüm sempatimi alıp üzerine yağma hissi uyandırdı. Uzun zamandır ilk defa bir ana kız karaktere bu kadar saygı duydum; güzel bir gelişme oldu benim için. 




''Şunu anlamalısınız... ölmek istemiyordum. Tam tersine. Yaşamak istiyordum.''



Bahsetmek istediğim diğer bir nokta da yazarın kalemi, yarattığı kurgu ve bu iki konu arasında neleri en çok beğendiğim hakkında. Şöyle ki, yazarın kelimelerle oynayış şekli betimleme ya da tasvir olarak başarılı bir örnek teşkil eden durumlara yol açmıyor pek; zira su kadar berrak bir yazımı var. Başlarda ufak bir durağanlık yaşanmasına neden olabilir bu durum; ama sonralara doğru suyun akışı hızlanarak hiç durmadan devam ediyor. Bunun dışında kurgunun akıcılığı ve olayların yönlendirilme biçimi bu kitabın öne çıkmasını sağlayan en önemli özellik haline geldi bana göre, çünkü konular bir puzzle parçasını oluşturacak şekilde girintili çıkıntılı bir yapıya sahip olsa da, bu durum, ona uyacak diğer bir olayın bulunup birleşmesi ile istenilen kurgunun ortaya çıkması sağlanmıştı. Yazarın bir diğer kitabı olan ''Uyanış'' da DEX Yayınları tarafından çevrildi; sırf kadının kurguyu iyi ayarlama yöntemine hayran kaldığımdan okunacaklar listemin başına çektim o kitabı da; en yakın zamanda el atmak istiyorum bu konuya. 


Bu kitaba bir devam kitabı gelse iki kere düşünmenize gerek kalmadan alıp okuyacağınız; ama ilk kitabının yerini hiçbir zaman tutamayacağını söyleyen sese içten içe hak vereceğiniz kitaplardan biri oldu ayrıca. Sonrasında ne olduğunu emin olun okumak isterdim; ama okuduğum an kitabın büyüsünün, beklentinin altında kalabilecek olan bir kitap sonucunda dağıtılmasını istemiyorum. Sakın yanlış anlamayın lütfen, kitap yarım bırakılmamıştı, ancak istense sonradan bir şeyler söylenebilecek kadar kapı aralık bırakılmıştı. Kabul etmek gerekir ki bu kitaptan en iyi tek kitap olur; zira eğer bir seri olursa bunları ilk kitap ile kıyasladığımızda oluşturduğumuz çizelgede yer alan ok yukarıyla değil, aşağı ile yüz yüze gelir çünkü. En azından buna inanıyorum ben; zaten yazarın da buna devam etme potansiyeli olduğu halde yapmamasının sebebinin bunu biliyor oluşundan geçtiğini düşünüyorum. 


Son olarak da Ethan. Ethan hakkında söyleyebileceğim ve spoiler niyetine geçmeyecek tek şey, bu karakteri ne kadar sevdiğim oldu. Bağrıma basıp fiziksel olarak dokunmak istedim; ama tabi ki kitabı bağrıma basmakla yetinmek durumunda kaldım. Bunun dışında konuşulacak her şey bir spoiler teşkil ettiğinden, sözcüklerimi sadece kitabı okuyanların açabileceği bir kafese tutsak ediyorum. Zira kitabın son yirmi sayfasını boğazımda bir yumru ile okuduğumdan, o yirmi sayfa boyunca biriken düşünceler ve kelimelerin barajı açılsa, duygularıma çektiğim seti aşacak kadar taşar. Beni gülümseten ve kitaba beş yıldız parlatmamın bir sebebini bu durum oluşturuyordu hatta. Daha önce okuduğum için olayların nasıl gelişeceğini biliyordum ama ilk seferkinde olduğu kadar, ne azı ne fazlası, duygusal bir sarsılma yaşadım.



''''Çok yalnızım.'' ''Yalnız değilsin Sabine, kaybolmuş durumdasın.''''


Bundan önce okuduğum romanın da, duygularımı inişli-çıkışlı bir hız trenine bağlayan bir kitap olduğundan, aynen bunda yaşandığı gibi, ruh sağlığıma ne kadar iyi geliyor bu kitaplar bilmiyorum; ama pişman değilim ve genellikle almaya hazır olduğum bir risk oluyorlar. Farklı bir kitap okumak istiyorsanız ve dört saat içinde bitebilecek kadar akıcı ama etkileyici bir kitap arıyorsanız, önerilerim listesinde adı yazılı olan bir kitaptır ''İki Hayat Arasında'' Aşağıda ufak bir tartışma bölümü başlattım kitap hakkında ancak okumayanlar bile katılabilirler, zira okurken en çok zamanımı harcadığım ve oturup düşünmemi sağlayan kısmından bir alıntı paylaşacağım; sizler de belirtebilirsiniz düşüncelerinizi, ilgileneceğim anında. İyi okumalar dilerim! :) 



Puanım:5/5!


''Buradayım. Seni bırakmayacağım. Burada olduğum sürece, söz veriyorum, seni bırakmayacağım.''




ஐﻬ ♥ ﻬஐ – –  – –  – –  – –  – –  – –  – – – ஐﻬ ♥ ﻬஐ – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – ஐﻬ ♥ ﻬஐ



*Soru Köşesi*

Yukarıda da bahsettiğim gibi, kitapta geçen bir kısım beni fazlasıyla düşündürdü ve sizler de bu konuda ne düşünüyorsunuz merak ettim açıkçası. Kitabı okuyanların, üzerinde düşünebileceği sağlam bir zeminleri olsa bile okumayanlar da cevaplandırabilirler elbette. Alıntı: 


''O zaman belki hepimizin iki hayatı vardır ama gece yarıları arasındaki günleri hatırlamıyoruzdur. Belki bazılarımızın birkaç hayatı vardır ama bilmiyoruzdur. Reenkarnasyonun bir türü gibi ama bütün hayatlarımızı aynı anda yaşıyoruzdur, ta ki hayatlarımızın tamamı bitene kadar.''

''...Bu mümkün. Aynı şeyi bende merak ettim. İki hayatım da Massachussetts'te ama büyük bir dünyadayız o yüzden insanlar her tarafta çiftler halinde yaşıyor olabilir.''


Kitabın bir kısmında geçen Ethan ile Sabine'in konuşmasındaydı bu alıntı. Size mantıklı geldi mi, yoksa bu fikre katılmıyor musunuz ve neden? Görüşmek üzere! :) 







''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA BİLDİRİN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to  
 http://fernueh.tumblr.com/
http://plumkat.tumblr.com/
http://smilethroughtears96.tumblr.com/
http://yodiscrepo.tumblr.com/
http://cinematears.tumblr.com/

.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML