Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Şubat 2016 Perşembe

''Günahlar ve İğneler'' Karina Halle (Kitap Yorumu)



Kitap: Günahlar ve İğneler (Sins&Needles)
Yazar: Karina Halle
Yayınevi: Novella 
Çıkış Tarihi: ABD (1 Ocak 2013) - Türkiye (Kasım 2014) 
Tür: Seri (The Artists Trilogy, #1)



Tanıtım:

Derinize işleyen günahlardan asla kurtulamazsınız. 

Ellie, bir dolandırıcı, bir hırsız, bir profesyonel yalancı. Aynı zamanda, kendisine çektirdiklerini dünyaya ödetmek isteyen bir kaybeden. Küllerinden doğmak için büyüdüğü kasabaya geri dönüyor. 

Camden, bir dövme sanatçısı, kendisi olmaya çalışırken aldığı yaraları sarmaya uğraştıkça batıyor. Yıllar sonra ortaya çıkan eski aşkı Ellie işleri daha da karıştırıyor. 

Javier, kendisini dolandırıp kaçan Ellie'nin peşine düşmüş azılı bir suçlu. Ellie'yi her ne pahasına olursa olsun elde etmek istiyor. 

Bir kazananı, iki kaybedeni olan bu kedi fare oyununda kozunu doğru oynayan tüm dengeleri alt üst ediyor. 




''Senden hep korktum küçük Hellie. İçinde karanlık bir şeyler var. Hep de oldu. O, açığa çıktığında yanında olmak istemiyorum.''




*Beğendiğim Alternatif Kapaklar*
Çeviri için kullanılan kapak orijinal kapak ve bunun dışında çeviri için kullanılan kapakların hepsi de aynı; bu hariç.
Çeviri için kullanılan kapak orijinal kapak; farklı dillere çevrilmesi için kullanılan kapaklar da orijinal kapaktan oluşuyor.



*Karakterler* 

Ellie Watt, geçmişinin derisine işlediği anılardan kaçmak için, o izleri aldığı zaman olduğu gibi küçük ve korkmuş bir çocuk misali, ailesinin ona bahşettiği dolandırıcılık mirasını da alıp başlangıcı ve bitişi belirsizliğin ipinden örülmüş yollara düşeli dokuz sene olmuştur. O zamandan beridir zengin adamları ve saf oğlanları geçimini sürdürebileceği bir banka olarak nasıl kullanabileceğini öğreten dolandırıcılık sanatının öğrenmiş olduğu tüm kurallarını, attığı her adımda bir imza niyetine taşıyordur. Ayrıca kuralların istisnai unsurların geçişlerine izin verecek kadar gevşediği zamanlara özel, çalıntı arabasının arka bagajında hayatını kağıt üzerinde başka bir benlikte yaşatıyor gibi gözükmesini sağlayacak her türlü belge bulunuyordur: yedek pasaportlar, yedek nüfus kimlikleri, yedek banka hesap numaraları ve yedek plakalar... Hepsi, bu dokuz sene boyunca biriktirdiği tecrübelerinden alınan ifadeler ve gözlemlerinin çıkarımları sonucunda, vur-kaç oyununa dönen hayatının vazgeçilmez bir aracı olarak yer edinmiştir. 


Ancak tehlike hissinden kaçmaya çalıştığı için attığı her geri adımı on büyük adımla misilleyen, dolandırıcılık sahnesinde kukla olarak kullandığı bir adamın kendi iplerini eline almasıyla, yedek planlarını gerçeğin eline devretmesi bir olmuştur. O adamın ağına düşmekten altıncı hissinin doğru tahminleri sonucunda son anda kurtulan Ellie, sicilinde kara bir leke olmayan tek ismi olan gerçek ismiyle beraber, hayatını bu dolandırıcılık illettinden arındırmasını sağlayacak olan ilacı tedarik etmek için doğduğu kasaba olan Palm Valley'e doğru yola çıkıyor. Geçmişin anılarını zor zanaat tutan kancaların kırılma noktasına gelmesini sağlayan bu durum, Ellie'nin karşılaşmayı beklemediği bir insanla beraber aşınan zincirlere yeni bir kuvvet ekleyecek, yaptığı hataların kırıntılarını takip eden bir canavarın, attığı her adımı ele geçirmesine kolaylık sağlayacaktır.



''Hatalarımla yaşamak zorundayım ama onlardan pişman olmak zorunda değilim. Yaptıklarımdan pişmanım fakat sonuçlarından pişman olamam. Hayatta hepimiz kendi yolumuzu çiziyoruz. Tanıştığımız herkes, yaptığımız her şey bizi değiştiriyor. Bizi biz yapıyor. Ve bahtımız açıksa bazı şeyleri düzeltmek için ikinci bir şansımız oluyor.''





*Ön Söz*

Bu kitabın yorumunu yapmak, hatırlayabildiğim kadarıyla, bütün kitap yorumlarım arasında en çok cebelleştiğim mesele oldu, çünkü bilen bilir, Eylül ayının başlarında okulum açıldı ve açılmasından daha önce bu kitabı okumama rağmen, okuduktan on gün kadar sonra bir şeyler yazma zamanını bulabiliyorum ancak. Bu yorumda bahsedeceğim şeylerin beslendiği kitap hakkındaki düşüncelerim göz ardı edilemeyecek kadar bariz bir şekilde vicdanımda belirmeye başlayınca daha fazla ertelemek istemedim ve birkaç işi sonraya koyarak yorumumu yazmaya başladım. Kitap okurken gözüme batan yerleri veya beğendiğim kısımları not alma alışkanlığım olduğundan, unuttuğum bazı kısımları tekrardan hatırlayabilme şansını veriyor bana bu durum. Aldığım o notlardan da giderek, kendi düşüncelerimi de üstüne tuz biber ederek başlayalım yorumumuza. :) 



*Yorumum*

Kapağı dikkatimi çeken ilk şey olmuştu bu kitap hakkında ve bazıları hemfikir olmayabilir ama ben bu kitaba yakışan, gerek renklendirme, gerek de resim olsun, her şeyin doğru oranda işlendiği bir kapak kullandıklarını düşünüyorum. Bu güzelliğin seviyesine erişir şekilde yazılmış olan bir arka kapak yazısı da fiziksel unsurlardan tam puan almayı başardı benden. Meraktan kitabı açıp ilk sayfaları çevirmeye başladığımda, hikayeye geçmeden önceki sayfanın tam ortasına işlenmiş bir cümle kitapçıdan bu kitapla ayrılmama sebep oldu: ''Onları onlar yapan yara izleri olan herkes; bu sizin için.'' Bir beklentim vardı yani; zaten yukarıda saydığım unsurlardan en az bir tanesini cazip bulan bir insanın, herhangi bir beklenti filizinin umudunda yeşermemesine imkan yok. Ancak bildiğim kadarıyla yazarın ilk kitabı olduğundan ve daha önce de yazarın kaleminin değdiği bir kitabı okumadığımdan, bu beklentiyi mantık kabına yerleştirerek baskılamayı başardım; böylelikle olası bir hayal kırıklığında, en azından etkisini azaltacak bir önlem almış oldum. 


Şöyle ki, kitabın ilk sayfaları beklentim seviyesindeydi. Kurgunun farklı oluşunu ve tanıtılan Ellie karakterinin bu kurguya yakışacak kadar laubali olmayışı ve sert bir yapıya sahipmiş gibi gözükmesi, nasıl bunca zaman boyunca tek başına hiçbir dayanağı olmaksızın, illegal yollardan işini yapsa bile hala yakalanmamış oluşunu açıklar nitelikteydi. Sayfalar geçtikçe ve kitabın yarısına doğru geldiğimde, Ellie hakkındaki düşüncelerim sekteye uğradı. Neden diye soracak olursanız, en büyük sebebinin bu bahsedilen sert yapısının bir kılıftan ibaret olduğunu anlamış olmam ve bu kılıfı yırtıp içerisinde uzun zamandır saklanan çocuk kalmış bir Ellie'nin açığa çıkmasıyla, karakterimi bildiğimi sandığım yanımın ağzına fermuar çekilmesi oldu. Ellie kitap boyunca çözülmesi gereken bir gizemdi ve bunu yapabilmek için de, kitap boyunca zaman zaman hayatının  hikaye için önemli olan anlarına geri dönülüyor; bunları analiz ederken de o gizemin ucundan yakaladığımı hissettim ben sürekli. 



''Benim yara izlerimi görmediğin için onların olmadıklarını mı sanıyorsun? İşte acıyla ilgili sorun da bu, Ellie. Şansın yaver giderse onu bütün herkesin görebileceği şekilde üstünde taşıyabiliyorsun. Çoğu insan acısını derinlerde, iş işten geçene kadar kimsenin göremeyeceği bir yerde saklıyor.''


Bir insanın, cehennem gibi bir hayatın tam ortasına istemsiz olarak düşmesi, o insana, yaşadığı cehennemi başka bir masum ruha damgalama hakkını vermiyor; maalesef ki Ellie'nin küçükken yaptığı bir şeydi bu geçmişe dönük anılarından öğrendiğimiz kadarıyla ve tabii ki bu durum, bir lodos rüzgarının karakter ile aramda estirmesine sebep oldu. Kitabın sonlarına doğru pişmanlığının vicdanının kapısından geçmesine izin verecek kadar mantık kazanmış olsa da; bu bile aradaki soğukluğu makul bir dereceye getiremedi. Başlarda bu hareketlerini çaresizlikten saydım; ama sonrasında, hareketlerinin sonuçlarını başka bir insanda açtığı yarayı göremeyecek kadar bencil olduğunu anladım. Bir işin kısa yoluna alışınca, önüne sunulan bin bir farklı seçeneğin arasından başarılı olabileceği tek yolun o kısa yol olduğunu sanıyor, böylelikle de kitap boyunca çeşitli hatalar yaparak bunların kurbanı oluyor. Sempati duymaya gerçekten çalıştım yaşadığı olaylar yüzünden ama kitap ilerledikçe bu çabam da ters orantıda azalarak devam etti. Sinirimi göz ardı edilemeyecek kadar fazla bozdu çünkü Ellie. 


Yazarın amacının, mantıklı kararlar vermeyen, kusurları fazla olan bir karakteri kitabında yaşatmak olduğunu anlıyorum ve zaten bu benim için sorun değil, ama bu mantıksızlığı hareketlerinde devre geçirirken bile kendince bir sebebi olmalı. İşte sorun da burada baş gösterdi, arkasında doğru düzgün bir sebep yoktu hiçbirinin. Bir örnek vereyim mesela kitapta yer alan bir durumdan ve ''neden'' diye içimden çığlık attığım. Spoiler olmadığı için rahatlıkla söyleyebiliyorum bunu: Ellie'nin ailesi dolandırıcılıktan dolayı başlarına büyük iş almış, aile isimlerine kara bir leke sürmüş, gittikleri neredeyse her yerden gönderilmelerine yol açmış, hapse girmekten son anda kurtulmuşlar. Kendisinin bulunduğu duruma şöyle bir göz attığımızda, dolandırıcılıktan dolayı nefret bakışları altında her yerden izole edilmiş bir çocuğun, ebeveynlerinin yaptığı hatayı kendisinin tekrarlamayacağını beklersiniz öyle değil mi? Ancak bizim Ellie, ailesinin hatalarından bir tanesi gençlik yıllarını kabusa dönüştüren türden bir olay olmasına rağmen, gidiyor ailesinin kariyerini izlemekte buluyor çözümü. Çünkü... ben bile bilemiyorum. Ateş bir kere canını yaktıysa daha fazla yaklaşmazsın; eğer yaklaşırsan da sonuçlarına katlanırsın. Bu yüzden sempati duyamadım karaktere çünkü sonuçlarını kendisi seçti bana göre. Hoş ama boş bir karakterdi kısaca. 



''Değişim korkutucudur. Elde etmek için çabaladığın her şeyi söküp atacaksın. Bir süre kim olduğunu bilmeyeceksin. Yaşamayı tekrar öğrenene kadar. Aynaya baktığında kendini hemen tanıyamazsan, o zaman doğru yolda olduğunu anlayacaksın.''



Diğer iki karakter olan Camden McQueen ve Javier, Ellie'ye göre kişiliği daha iyi oturmuş olan karakterlerdi. Javier hakkında bilgilerimiz Ellie'nin anlattıkları ile sınırlı kalsa da, yazarın kusurlu karakterler yaratmasının diğer bir ürünü olduğu bariz olan bir kimliğe sahipti. Bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum, aksine kurguyu daha inandırıcı kılıyor bu durum; sürekli doğru kararlar veren birini okumak bir zaman sonra sıradanlaşır ve gerçekçi değil zaten. Camden da sevdiğim ve yazarın bunu berbat etmemesi için evrene mesaj yollamamı sağlayan bir karakterdi. Ancak onun da hareketlerinin arkasındaki mantığı sorgusuz sualsiz anladığım söylenemez. Ortak noktaları ise, bu üç karakterin hiçbirinin kusursuz insanlar olmaması; aksine kusursuz tanımına en uzak olan insanlardan birkaçı. Fakat bu durum, kitap hakkında en çok neyi beğendin, diye soranlara bir yanıt olarak gidebilir. Zira arada bir, her şeyiyle doğru düzgün ve anlaması kolay karakterler okumayı sevsem de; bir hareketi diğeriyle örtüşmeyen, mantıklı olduğunu düşündüğünüz her hareketi yapmamaya yemin etmiş karakterler okumayı da seviyorum. Ellie, Camden, Javier de bunların örnekleriydi. Sadece bunun arkasında makul sebepleri olmaması her şeyi bozan bir durum oldu.


Bunun dışında yazarın kaleminden ve olayların akışından bahsetmek gerekirse eğer, kitabın yarısına kadar bir olay olarak nitelendireceğim bir şey olmadı ki koca bir giriş bölümü gibiydi kitap ve karakterler için. Bir şey olsun diye bekledim bu zaman boyunca, ama Ellie'nin kendisiyle çelişmesini ve planlarını okuduk sürekli. Sonrasında ne olabileceğini bir adım önceden tahmin ettim hep ama sonunun nasıl olacağına dair bir merak duygusu son sayfaya kadar okuttu, bu yüzden yarısında bırakmayarak kitaba şans vermeye devam ettim. Kurgu çok güzeldi bana göre ama yazarın kalemi bunu taşıyamamış maalesef ki. Eksi olarak nitelendireceğim bir durum değildi bu, kurgu çok daha heyecan verici bir şekilde işlenebilirdi sadece. Ancak yazarın kalemi de kendine hastı, buna da saygı duyarım elbette. 



''Aynada hiç kendine bakıyor musun? ...Gördüklerin hoşuna gidiyor mu?''



Kitabın içeriği, dili, karakterleri konusunda nasıl hissettiğimi ayrıntılı olarak bahsettim, söylemek isteyip de unuttuğum bir şey kaldığını sanmıyorum. Sonu beklenmedik şekilde ucu açık bittiği için, kitabı okurken devam kitabını okuyup okumamak arasında kalan kararsız yanım, bu olayla beraber okuma kararını aldı. Zaten çok yakın bir süre önce de devam kitabı çevrildi, ona başlayacağım çok yakında. Kitabın başlarından elli gereksiz sayfayı, kitabın sonlarını uzatmak ve heyecanı arttırmak için kullansalardı daha iyi olurdu bana göre. Fakat genel olarak konuşmak gerekirsek beğendim ama benimle kalmadı, birkaç saate yarısından fazlasını unuttum kitabın. Okumak isteyenler için olumsuz bir yorum yapmayacağım elbette, ancak okumazsanız da çok bir şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum. Bir sonraki kitap yorumunda görüşmek üzere! :)



PUANIM:3/5!


''Ben sadece bir dövme sanatçısıyım. Ben sadece bir kıza aşık olan bir adamım. Ben sadece daha önce defalarca aldatılan bir aptalım. Ben sadece nihayetinde intikamımı alan bir adamım.''






''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA HABER VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''


''The photos that I've used in this post are belong to 
http://yourreactiongifs.tumblr.com/ 
http://fuckyeahreactions.tumblr.com/
.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML