Kitap Adı: Ölmek İçin On Üç Sebep (Thirteen Reasons Why)
Yazar: Jay Asher
Yayınevi: Artemis
Çıkış Tarihi: ABD (18 Ekim 2007) - Türkiye (Mayıs 2014)
Tür: Tek kitap.
Tanıtım:
Geleceği stop tuşu ile durduramazsınız.
Geçmişi geri saramazsınız.
Sırrı öğrenmenin tek yolu
... play'e basmak.
Hannah Baker ölmeden önce birkaç kaset doldurmuştu. İntiharının nedeni olarak gördüğü kişilerin adları bu kasetlerde gizliydi. Clay Jensen, Hannah'nın doldurduğu kasetlerle ilgili hiçbir şeye karışmak istemiyordu. Hannah ölmüştü. Sırları da onunla birlikte gömülmeliydi. Ancah Hannah'nın sesi, Clay'e kasetlerde onun da adının geçtiğini söyledi. Clay gece boyunca kasetleri dinledi... Öğrendiği şey, hayatını sonsuza dek değiştirecekti. Clay Jensen'ın ilk aşkının son sözleri.
''Eğer sizi ağlatan bir şarkı duyarsanız ve artık ağlamak istemiyorsanız, o şarkıyı daha fazla dinlemezsiniz. Ama kendinizden kaçamazsınız. Kendinizi daha fazla görmemeye karar veremezsiniz. Kafanızdaki gürültünün sesini kısmaya, onu kapatmaya karar veremezsiniz.''
*Beğendiğim Alternatif Kitap Kapakları*
Bu kitabı okurken elime bir kağıt kalem alıp, oynatılan her kayıtla beraber karanlıktan çıkartılacak şekilde ışık tutulan isimleri ve neler yaptıklarıyla beraber yazmaya başlamam çok uzun süremi almadı. Sonu ölüm ile biten bir olayın neyden kaynaklandığını keşfetmek için tutulan bir dedektif gibi hissettim kendimi kitabı okurken; uğraştığım ve çözülmeyi bekleyen şimdiki davam da bu kitapmış gibi yorumlamaya çalıştım hikayeyi. Sonrasında, yazarın asıl amacının da bu olduğunu, bu kızın çıkmazda biten hayat hikayesinin neden orada son bulduğunu anlamak için Hannah'nın attığı adımları tekrarlamamıza gerek duyulduğunu kılavuz olarak da bu kitabın kullanılmasına ihtiyaç bırakıldığımızı fark ettim. Okuyucunun da işe dahil olması ve hikayeyle beraber sürüklenmesini görmek gerçekten büyük bir sevinç oldu benim için çünkü sadece izleyici olarak pasif kaldığımız kitapların yerine, okuru aktif halde tutmayı bilen kitapları okumak bir artı niyetindedir gözümde.
*Konu Özeti*
Kitap, intihar eden Hannah'nın ölmeden önce oluşturduğu ve neden bunu yaptığını anlattığı ses kayıtlarının, kimler tarafından dinlenmesini istediğini yazdığı bir liste sonucu -bu kararı almasında onu dürtükleyen isimler yazılı- o ses kayıtlarını kapısında bir ayakkabı kutusunun içinde bulan Clay Jensen'ın, hayatını ebediyen değiştirecek gerçekleri dinlemeyi bitirdikten ertesi günü listedeki sonraki kişiye kasetleri ve böylelikle de içinde yer alan sırları aktarmak için gittiği bir postanede başlıyor. Her kasette arkalı önlü olmak üzere iki kayıt mevcut, son kaset hariç, böylelikle toplam on üç tane kayıt var. Onuncu kayıt haricinde olan her kayıtta, küçük bir kar topu kadar saf ve zararsız bir olayın üstüne bütün kirli laflarıyla çamurlu karlar ekleyip en sonunda çığ haline dönüşmesini, kırılgan yanlarını sakladığı sığınağını ezip geçmesini sağlayan bir ismi ele alıyor.
Hannah bu kişileri yaptıkları hareketlere göre değil, hareketlerinin sonuçlarının onun hayatı üzerindeki çift aynalı etkisine göre seçmiş. O sonuçları, baş rolünü üstlendiği ve kafasının içinde sahnelenen ölüm oyununda rol alan hiç kimse hareketlerinin onun düşünceleri üzerindeki etkisini göremiyor; ancak Hannah'nın kısmından bakıldığında sahtelikten gerçeğine, en ince ayrıntısına kadar ayırt edecek şekilde görülebiliyor bunlar. Düşünülmeden atılan adımların kimlerin umutlarını ezebileceğini ve neyi ayaklar altına alabileceğini gösteren bu kitapta Hannah'nın düşüncelerine ve herkesten gizlemeyi başardığı sırlarına açılan bir kapıyı aralıyor, hayatının son iki senesine tanık olacağınız hızlandırılmış bir yolculuğa en önden bir bilet almış oluyorsunuz.
''Sanırım olay bu. Kimse, diğer insanların hayatını ne kadar etkilediğini bilmiyor. Çoğu zaman hiçbir fikrimiz yok. Ama yinede şartları zorluyoruz.''
*Ön Söz*
Colleen Hoover'ın ''Çarpılma'' romanının yorumunu yapmak için kitabı tekrardan okumam gerektiğinden ve hatırladığım kadarıyla günlük güneşlik bir kitap olmadığından, beni de melankolik bir duruma getireceğini düşündüğüm ve kitaplığımda durup da uzun süredir okunmayı bekleyen bu kitabı seçtim görevi üstlenmesi için. Okumam için de bir bahanem oldu böylelikle çünkü daha okumadan adım gibi biliyordum ruh halimi karartacağını ve bu yüzden yanaşmaya cürret edemiyordum; okuduktan sonra da bu sezgimin beni yanıltmadığını anladım. Normalde biliyorsunuz ki bundan önce bir karakter analizi olurdu okuyabileceğiniz; ancak Hannah ve Clay hakkında paylaşabileceğim en ufak şey bile Hannah'nın bizim için bozduğu ve hayatını anlamamız için birleştirmemiz gereken tabunun bir parçasının yerini ele verebileceğinden ve bende bunları birleştirmeye çalışırken hissedeceğiniz hiçbir duygudan mahrum bırakmak istemediğimden sizleri es geçeceğim o kısmı.
*Yorumum*
Bu kitabı okurken elime bir kağıt kalem alıp, oynatılan her kayıtla beraber karanlıktan çıkartılacak şekilde ışık tutulan isimleri ve neler yaptıklarıyla beraber yazmaya başlamam çok uzun süremi almadı. Sonu ölüm ile biten bir olayın neyden kaynaklandığını keşfetmek için tutulan bir dedektif gibi hissettim kendimi kitabı okurken; uğraştığım ve çözülmeyi bekleyen şimdiki davam da bu kitapmış gibi yorumlamaya çalıştım hikayeyi. Sonrasında, yazarın asıl amacının da bu olduğunu, bu kızın çıkmazda biten hayat hikayesinin neden orada son bulduğunu anlamak için Hannah'nın attığı adımları tekrarlamamıza gerek duyulduğunu kılavuz olarak da bu kitabın kullanılmasına ihtiyaç bırakıldığımızı fark ettim. Okuyucunun da işe dahil olması ve hikayeyle beraber sürüklenmesini görmek gerçekten büyük bir sevinç oldu benim için çünkü sadece izleyici olarak pasif kaldığımız kitapların yerine, okuru aktif halde tutmayı bilen kitapları okumak bir artı niyetindedir gözümde.
''Şimdi, ölmüş bir kız neden yalana yatsın ama öyle değil mi? Hey! Şaka gibi oldu. Ölü bir kız neden yalana yatsın? Cevap: Ayakta duramadığı için.''
Kitabın kapağını görüp de arka yazısını okuduğum andan itibaren beklentimin, kitabı okumadan önce hissettiğim duygular arasında sıvışmasını engelleyemedim; bu yüzden kitabı bitirdikten sonra bu beklenti tatmin olmuş halde miydi bundan bahsedeceğim sizlere. Kitabın eksik bulduğum kısımlarını da dile getirmeye başlamış olurum böylelikle.
Beklentim biraz daha iç parçalayıcı, depresif ve düşüncelerinizi, başka bir durumla meşgul tutamayacak hale getirecek kadar kıskacı altına alan olayları okumaktı. Her ne kadar kitap duygularımın iplerini ele geçirip arada sırada onları boynuma dolayacak kadar acımasız olsa da; umduğum o sürükleyici depresif ruh halini bulamadım bu kitapta. Sakın yanlış anlamayın, konular günlük güneşlik değildi ve kızın yaşadığı şeyler oturup, insanlar neler yaşıyor da ben kendimde yakınma hakkını buluyorum, dedirtecek kadar kendinizi sorgulamanıza yol açan kitaplardan bir tanesiydi bana göre; ama kitap ölüm üzerine odaklanmak yerine daha çok bunun sırrını çözmeye odaklıydı.
Beklentim biraz daha iç parçalayıcı, depresif ve düşüncelerinizi, başka bir durumla meşgul tutamayacak hale getirecek kadar kıskacı altına alan olayları okumaktı. Her ne kadar kitap duygularımın iplerini ele geçirip arada sırada onları boynuma dolayacak kadar acımasız olsa da; umduğum o sürükleyici depresif ruh halini bulamadım bu kitapta. Sakın yanlış anlamayın, konular günlük güneşlik değildi ve kızın yaşadığı şeyler oturup, insanlar neler yaşıyor da ben kendimde yakınma hakkını buluyorum, dedirtecek kadar kendinizi sorgulamanıza yol açan kitaplardan bir tanesiydi bana göre; ama kitap ölüm üzerine odaklanmak yerine daha çok bunun sırrını çözmeye odaklıydı.
Kitabı bitirdikten sonra bu durumun konudan kaynaklı olmadığını, konuları bize sunma aracı olarak kullanılan yazarın kaleminde hissedilebilir bir eksikliğin beni böyle düşünmeye yönlendirdiğini anladım. Zira yazarın kaleminin, böyle enfes bir konuyu okuyucuya derinden hissettirip duyguları sindirmesini sağlayamayacak kadar amatörce yazılarak konunun içine işlemiş olduğu kanısına vardım. Yazarın ilk kitabı olduğunu hesaba atarsak pek üstelemedim açıkçası bu durumu çünkü en azından kurguyu berbat etmeyecek kadar iyi yazılmıştı; sadece daha profesyonel ellerin altında, verilmek istenen mesajı içeren olayların bir sanat eserine dönüştürülebilirdi diye düşünüyorum.
''Son sözlerimi söylediğimde... Şey, muhtemelen son sözlerim değil ama bu kasetlerdeki son sözlerimi... Her şey sımsıkı, birbirlerine kenetlenmiş, duygusal bir kelime olacak.
Başka bir deyişle, şiir.''
Kitabın bitiş şekli konusunda da düşüncelerim ikiye ayrılmış vaziyette. Şöyle ki, olabilecek en iyi şekilde bitmiş olduğunu hissediyorum ama aynı zamanda eksikti de. Kasetler sonrasında o insanların hayatları nasıl etkilendi? Herkes öğrendi mi bunları, yoksa sadece listede adı yazan insanlar mı? Skye ve Clay'e o sondan sonra ne oldu? Burada durdurmam lazım kendimi yoksa merakımı uslanmaz bir şekilde eşeleyip duran bir bilinmezlik sonucu bu soru listesi uzayıp gider. Kimi okuyucular kitap bittikten sonra yanıtlarını alamayacakları soru işaretlerinin kafalarında belirmesine sevinir ve bu durumun bilincinde olduğundan, yanıtları kitaptan çıkardıkları bilgilere göre doldurarak meraklarını tatmin edebilirler; ama ben o tip okuyuculardan değilim ve kafamda bir soru işareti kaldıysa bunun giderilmemesinden rahatsızlık duyarım. Bunun dereceleri var elbette; eğer ufak tefek birkaç soruysa lafını bile yapmam ancak bu kitaptaki belirsizlik dozu beni böyle bir yorum yapmaya itecek kadar fazlaydı. İkinci kitabı yayımlayacak olmasa bile en azından bir Novella beklerdim yani o sondan sonra ancak çok yakında kendisine ait bir mini dizisinin olacağını çıkacağını öğrendikten sonra, belki orada birkaç soru işareti yok olur diye umut etmeye başladım.
Yazarın resmi blog sitesinde de dile getirildiği gibi (bakmak isteyenler için: *tık tık*) kitap mini diziye dönüştürülecek ve normalde kitaptan adapte olmuş bir mini dizinin kitabından daha iyi olabileceğini düşünmesem de, bir istisnanın bu kitapta patlak vereceği konusunda emin konuşan bir ses var kafamın içinde yer alan. Senarist ve yönetmen belli olmuş, Hannah yerine oynayacak kişinin de Selena Gomez olacağı kesinleşmiş; ancak bunun dışında bir haber yok film hakkında. İşte fan yapımı birkaç film posteri:
Minik ve es geçmek istemediğim son bir notu da çevirinin ne kadar düzgün olduğu gerçeğini dile getirmek için kullanıyorum. Yazım hatası yoktu hatırladığım kadarıyla ve son zamanlarda bu durum minnettar kalınacak kadar şaşırtıcı bir durum haline geldi karşılaşıldığı zaman. Ayrıca bunu demesem içim rahat etmezdi; bulduğum eksikler tamamıyla benim kitap okuma alışkanlığım ve bir kitapta sevdiğim şeylere ters düşmesinden kaynaklanan bir durumdan ortaya çıkıyordu bu yüzden öznel bir yorum, buna katılmayan ve tam aksini düşünen insanlar da olacaktır elbette. Her halükarda beğendim ve mini dizisi vizyona girdiğinde, onu izlemek için yeterli motivasyona sahibim. Kısacası, farklı bir şey okumak isterseniz eğer önereceğim kitaplardan biri oldu. Şimdiden iyi okumalar dilerim! :)
Puanım: 4/5!
''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN VE BANA HABER VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN! BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE...
''The photos that I've used in this post are belong to
http://yourreactiongifs.tumblr.com/
http://sensemakesdollars.tumblr.com/
http://ordinarryitstudent.tumblr.com/
.I did not intend to steal or occupy the copyright by any means.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder