Kitap Adı: Son Sevgili (The Last Boyfriend)
Yazar: Nora Roberts
Yayın: Epsilon
Çıkış Tarihi: 1 Mayıs 2012 (ABD)/ Ağustos 2013 (Türkçe Çeviri)
Tür: Seri (Inn BoonsBoro, #2)
Tanıtım:
Owen, Montgometry ailesinin organizatörü, ailenin inşaat şirketini demir yumrukla yöneten idarecisidir -ve bir hesap tablosundan bile daha az esnektir. Kardeşleri onun liste yapma huyundan yaka silkseler de BoonsBoro oteli tam planladığı vakitte açılacaktır. Owen'ın planlarında öngöremediği tek şey ise Avery McTavish'tir...
Avery'nin popüler pizza mekânı otelin tam karşısında olduğundan, genç kadın otelin yenileme çalışmalarını oldukça yakından takip eder -ve Owen'ı bir kez daha takdir eder. Owen çocukken onun ilk sevgilisi olduğundan, aslında Avery'nin aklından çıkmamıştır. Ancak ona karşı hissettiği çekim pek de masumane değildir. Avery ve Owen ilişkilerini yeni bir boyutta tedbirli bir biçimde taşırken, otelin açılması da BoonsBoro kasabası halkına kutlama yapmak için neden verir. Fakat Owen'ın daha yapması gereken çok şey vardır. Avery'nin etrafına ördüğü duvarları yıkmak sandığından çok daha uzun sürecektir -ve bu olurken Avery ilk sevgilisinin son sevgilisi olduğunu anlayacaktır.
Bu seri hakkındaki diğer kitap yorumlarını görmek için:
The Next Always/ Yarın ve Daima (Inn BoonsBoro, #1) * tık tık*
The Perfect Hope/ Bir Umut Daha (Inn BoonsBoro, #3) * tık tık*
***
Yorumum:
Bu seriyi, Nora Roberts'ın kaleminden çıkan her şey gibi çok sevdim ben. Sanki hayatın bilmediğimiz bir kesiminden fırlamış gibi gerçekçi bir konu, güçlü diyaloglar ve duygu betimlemesi, kelimenin tam anlamıyla ''cuk'' diye oturmuş karakterler kitaplarında rastladığım ve kısa bir süre sonra fark ettiğim kadarıyla,vazgeçilmez olan üç maddedir. Bu konu da pekala özgün, akıcı ve etkileyici. Bu yüzden az sonra buraya yazacaklarım beni de şaşırtıyor açıkçası, zira bu kitabı okumadan önce beklentimin yüksekliğinden midir yoksa karakterlere özgü bir durum muydu bilemiyorum; ama kitap beni pek sarmadı. Az önce bahsettiğim o konu maddesi dışında diğer iki maddeyi es geçmiş gibiydi. Bir şey kendini arattırıyordu sanki ben okurken; ama ne olduğunu çıkaramadım açıkçası.
Karakterleri okunması keyif verici bir durumda bulamadım. Beckett ve Clare ilişkisini okurken verdiği zevkin yarısını bile hissedemedim. Hatta belki benim beklentilerimden dolayıdır, elimden bırakırsam birkaç güne kesin dönüş yaparım, diye ara vermeme rağmen, gün geçtikçe kitabı yarım bıraktığımı umursamamaya bile başladım. Eninde sonunda, aklımdaki bir kitabı yarım bırakmanın verdiği vicdan azabının sesini susturmak adına bitirdim ama bu sefer de hiçbir şey hissedemedim okurken. İlk kitabı okurken yaşatıldığı birkaç kesitte kalıp da adlarına yeni bir kitap yazılmasaydı daha iyi olurdu, diye düşünecek durumdaydım kitabı bitirmeye çalışırken. Kitap boyunca aralarında beni etkileyen, harekete geçiren, ilk kitaptaki çiftte yaşadığım gibi içimi kıpır kıpır ettiren, bir solukta okutturan bir şeyler bekledim; ama beklentilerim yanıtsız kaldı. Bunun dışında okuması en keyif verici kısmı hayalet Liz'in olduğu kısımdı. Malum, hikayesi çok ilginçti ve yürek burkan cinstendi.
Nasıl olsa birbirinin devam kitabı olarak işlenmeyen bir seri olduğu için bu kitabı okumadan geçin, demeyeceğim tabi. Yine de okutturuyor kendini kitap, sadece pek fazla o beklediğim heyecanı, karakterler arasındaki bağı yakalayamadığım gibi kendimi de kitabın bir parçası gibi hissetmedim. Liz, Ryder ve Hope kısımları haricinde de bu devam etti.
Üçüncü kitap için umutluyum ama; çünkü Ryder ve Hope ilk kitaptan beri beklediğim bir çiftti. Özellikle Ryder'ı çok ilgi çekici buldum ve onların hikayelerinin daha sürükleyici olacağına inanıyorum.
Puanım:5/3
''BURAYA KADAR OKUDUYSANIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM, BU YAZILARIN HEPSİ KENDİ ŞAHSIMA AİTTİR, ALACAKSINIZ LİNKLE ALIN LÜTFEN. BİR SONRAKİ KİTAP YORUMUNDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder